Amitabh Bachchan filmde bir avukatı canlandırmaktadır. 40 yıldır hiçbir davayı kaybetmemiştir. Arjun adında bir genç ile Naina beraberdir ve onlara ilişkilerini öğrenen bir takım adamlar şantaj yapmaya başlar. Akabinde bir gece evde beraberlerken eve giren birileri Naina'yı bayıltıp Arjun'u öldürür. İşte avukat bu davayı almıştır ve bir şeyler bulmaya olayı açığa çıkarmaya niyetlidir. Avukat olay ile ilgisi olabilecek herkesi detaylı bir şekilde sorgulamaya ve onlardan bilgiler öğrenmeye çalışır.

John artık rahatladığını sanmaktadır. New York şehrine gelir ve burada artık kafasını dinleyeceğini düşünür. Simon John la ilgili sinsi planlarını kurmaya başlamıştır bile. Simon ve John karşılaştıklarında aksiyon ve gerilim hat safhaya çıkacaktır...

Capone, Chicago şehrini ve Amerika'yı kasıp kavuran mafya babası Al Capone'un hayatının bir kısmına odaklanıyor. Vergi kaçırmak suçundan 10 yıl hapse mahkum olan Capone, bu hikayede dışarı çıktıktan sonra akıl sağlığını yavaş yavaş yitirir ve geçmişiyle yüzleşmeye başlar. Capone gibi acımasız, nefret dolu bir insan bile geçmişin getirdikleriyle kolayca yüzleşemeyecektir.

Kevin yine karambole gelip ailesinden ayrı kalmıştır. Farklı uçağa binip New York’a giden Kevin babasının kartları ve inandırıcı yalanları sayesinde bir otele yerleşir ve gününü gün etmeye devam eder. Oyuncakçı dükkanından çıktığında önceki noelde yakalanmalarını sağladığı hırsızlarla karşılaşır ve onların oyuncakçı dükkanını soyma planı yaptıklarını öğrenir. Otelde de işler sarpa sarar ve macera sürer.

Nantes'da bunalmış canı sıkılan genç bir adam olan Roland hayatını öylesine sürdürmekteyken, tesadüfen gençlik yıllarında tanıdığı bir kadınla karşılaşır. Kadının ismi Lola'dır ve bir kabare dansçısıdır ve bir erkek çocuk annesidir. Hamileliği zamanında onu bırakıp gitmiş olan adamın geri dönmesini bir umutla beklemektedir. Roland Lola'ya aşık olduğunu anlar ve bu, hayatına yeni bir yön verecektir. Fakat Lola'nın hisleri nasıldır.

Michael Chrichton'ın aynı adlı,çok satan romanından dahi yönetmen Steven Spielberg tarafından sinemaya uyarlanan,bütün zamanların en başarılı yapıtlarından birisi olarak tüm Dünya'da izlenme rekorları kıran olağanüstü bir film. Mağaralarda yapılan kazı çalışmaları sonucunda dinazorların yaşadığı tarih öncesi çağa ait bazı sivrisinek fosilleri bulunur.Milyarder John Hammond öncülüğündeki bilimadamları,son derece ilginç ve karmaşık testler deneyerek bu sivrisinek fosillerindeki kan örneklerini almayı başarırlar.Dinazorların DNA zinciri bir Afrika kurbasıyla birleştirilerek 65 milyon yıl önce yaşamış bu korkunç yaratıklar yeniden yaratılır.Hammond hükümetten kiraladığı bir adada klonladıkları bu vahşi hayvanlar için elektrikli tellerle çevrili bir hayvanat bahçesi kurmuştur.İhtiyar Hammond,bir hafta sonunda Doktor Allen gibi bazı işinde uzman bilimadamlarını Jurassic Park adını verdiği bu hayvanat bahçesini test ettirmek için adaya getirir. Ancak embiryolarını ele geçirmek isteyen biri, güvenlik sistemini devre dışı bırakınca serbest kalan dinazorlar adada dehşet saçmaya başlar...

Largo Winch, W grubunun yeni CEO’sudur. Ancak şirketi satma niyeti ögrenilir ögrenilmez kendisinin insanlıga karşı suç işledigine dair ithamda bulunurlar.Yankı uyaran ilk filmin devamı niteliğindeki ikinci film de Sharon Stone 'uda var.

Milano’da yaşayan genç bir çiftten Marco, başarılı bir mühendisken; Anna ise yine en az eşi kadar başarılı bir mimardır. Birbirlerine ilk görüşte aşık olan Marco ve Anna çifti, bir arada musmutlu yıllar geçirmiş ve aşklarını adeta ilk günkü gibi taze tutmuşlardır. Fakat bir gün çiftin oğulları Tommaso’nun doğması, çiftin arasındaki tüm romantik duyguları yok eder. Oğullarının doğmasıyla birlikte aralarındaki tartışmalar ve krizler bir gün olsun bitmeyen çift, her ne kadar deneseler de artık ilişkilerini sürdüremediklerini fark edeceklerdir. Bunun ardından Anna’ın kendinden ayrılmasıyla birlikte Marco, onunla barışabilmek için son bir şans elde edecek ancak bir sırrın ortaya çıkması işleri tersine çevirecektir.

1970′lerin ortalarında New York Times muhabiri Sydney Schanberg Kamboçya’da hüküm süren iç savaşı gazetesi adına takip edip yazmak için bu ülkededir. The Killing Fields Kendisine gazetenin bölge muhabiri olan, arkadaşı ve tercümanı Dith Pran yardımcı olmaktadır. Amerikan ordusu Vietnam yenilgisinden sonra geri çekilirken Kamboçya’lıların da bölgeden tahliyesini sağlamaktadır. Ancak ailesini helikoptere bindiren Dith Pran görevini terketmeyerek Sydney Schanberg’le birlikte bölgede kalır ve haber yapmayı sürdürürler. Ölüm Tarlaları Bir dizi trajik habere imza atan ekip ülkedeki durumun daha da vahim bir hal alması ile ABD’ye dönme kararı alır. Ancak bir Kamboçya’lı olan Dith Pran kaçamaz ve korktuğu şey başına gelir,ülkeyi kana bulayan Kızıl Kmerlere esir düşer.

Film, patronu Min Tae-Koo tarafından rehin tutulan Seul Polis Teşkilatının en iyi kriz müzakerecisi Ha Chae-Yoon’un patronunu kurtarmak için verdiği mücadele anlatmaktadır.

Film tamamen mezuniyet balosuna hazırlanan bir grup gencin başından geçen olayları anlatan güzel bir film. Dram ve komedi içerikli 2011 filmi sizlerle. Film hakkında yorumlarınızı bekliyoruz...iyi seyirler...

Kasabaya sanki başka bir dünyadan gelmiş izlenimi veren tuhaf bir sis tabakasının çökmesi üzerine korku ve panik içinde süpermarkete sığınan kasaba halkı arasında David Drayton ve küçük oğlu Billy de vardır. Koyu ve kalın sis tabakasının içinde esrarengiz bazı yaratıkların pusuya yatmışçasına gizlendiğini ilk fark eden David olmuştur. Bu dünyaya ait olmayan öldürücü, korkutucu yaratıklardır bunlar… Kurtuluş ise marketteki herkesin hep birlikte hareket etmesine bağlıdır. Ancak insan doğası hesaba katılınca hep birlikte hareket edebilmeleri mümkün müdür?