Gangster aile Ermeni soyundan gelmekte ve bir dikdatör gibi hareket etmektedir. Ailenin küçük oğlu ise aile fertleri gibi düşünmemekte ve mantık çerçevesinde hareket etmektedir. Baba ve oğulun zıt fikirleri bakalım bu ailede nasıl bir sorun oluşturacaktır..

Tom Hanks, Sandra Bullock gibi ünlü isimlerin başrol oynadığı, Jonathan Safran Foer’in romanından beyazperdeye aktarılan filmde 11 Eylül saldırılarında kaybettiği babasının ardında bıraktığı gizemli anahtarla eşleşen kilidin peşine düşen 9 yaşındaki küçük mucitin dramatik ve gizemli öyküsü anlatılıyor.

Duvardaki Delhi şehrinde (posta kodu 6), kendimiz hakkında soru sormaya zorlayan kaotik ama dokunaklı hayatta sevgi, umut ve kendini keşif hakkında bir hikaye.

Ben “Finn” Finnegan (Matthew McConaughey) iyi huylu, sörfçülükten hazine avcılığına geçiş yapmış genç bir adamdır. 18. yüzyıldan kalma, 1715 yılında denizde kaybolmuş, egzotik hazinelerle dolu kırk sandık içeren efsanevi Queen’s Dowry hazinesini takıntı hâline getirmiştir. Hazine arayışı sırasında, Finn, Tess Finnegan’la (Kate Hudson) evliliği ve hurda yığını hâline gelmiş teknesi “Booty Calls” da dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyi yitirmiştir. Tess milyoner Nigel Honeycutt’ın (Donald Sutherland) dev yatında çalışarak hayatını tam yeniden kurmaya başlamışken, Finn hazinenin nerede olduğuna dair çok önemli bir ipucu keşfeder. Yeni bulduğu bu bilgiyle hayatının değişeceğinden emin olan Finn, Nigel’ın yatına girmenin bir yolunu bularak, sevimli cazibesini kullanmak suretiyle, bu varlıklı adamı ve sosyetenin gözde bekarlarından olan kızı Gemma’yı (Alexis Dziena) kendisiyle birlikte İspanyol hazinesini aramaya ikna eder. Bu arama seferi, tüm direnişine rağmen Tess’in keşif aşkını yeniden alevlendirir. Ama hazinenin peşinde sadece onlar yoktur. Finn’in bir zamanlar akıl hocası şimdi ise baş düşmanı olan Moe Fitch (Ray Winstone) de ödülü ele geçirmeye hazırlanmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri artık normal silahlarla mücadeleyi bırakıp biyolojik silahlara yönelmiştir. Bu sayede köpekbalığına mutasyon geçirtip ilginç bir yaratık haline getirmiştir. ABD nin yaptığı bu olaya karşılık ABD karşıtları da timsahı mutasyona uğratıp megasharka rakip hale getirmişlerdir. Bu iki dev canavar şehrin ortasında savaşmaya başlayınca işler içinden çıkmaz hale gelecektir...

Zengin ve yozlaşmış olanlar tarafından korkulan ve yoksul ve aşağılık insanlar tarafından saygı gören Kayamkulam Kochunni, bir tür Robin Hood'du. Efsanevi 19. yüzyıl otoyolunun hayatını ve zamanlarını ve mütevazi başlangıcından nasıl yükseldiğini anlattı.

Mi-Jung bir çaylak film yönetmeni ve son 8 yıldır bir korku filmi hazırlıyor. Bir gün Mi-Jung, yasaklanan bir filmi duyuyor. Mi-Jung, film hakkında bilmek istiyor. Filmi aramaya başladı. Araştırması onu filmin yönetmeni Jae-Hyun ile tanıştırıyor. Jae-Hyun Mi-Jung'ı filmini unutması için uyardı ama uyarısını görmezden geldi. Mi-Jung'un filme olan tutkusu onu tuhaf ve korkunç vakalara götürür.

1900 seneninde geçen hikayede Celestine güzelliğiyle dikkatleri üzerine çeken bir hizmetçidir. Yeni işi gereği Lanlaire ailesinin evine taşınan Celestine burada Madam Lanlaire'in sert kişiliğiyle mücadele etmek zorunda kalır. Celestine bu arada gizemli bahçıvan Joseph'in kendine aşık olduğunu fark eder.

ABD'de yetişen şımarık genç bir adam, büyükbabası öldükten sonra mirastan payını alabilmek için Hindistan'ın Gujarat kentinde bulunan Narmada Nehri yakınında bir Ashram'a gitmek zorunda kalır. Mirastan payını alıp gitmek isterken, çıktığı manevi yolculukta kendini feda edebilecek bir inanç değişimi yaşar.

Film, memleketine geri dönen ve memleketinde ilkokul arkadaşı Sun-Mi ile yeniden bir araya gelen rapçi Hak-Soo etrafında dönecek.

"Düşünen Adam" heykelinin yaratıcısı, ünlü ressam sevgilisi Auguste Rodin tarafından terk edilen Camille, yaşadığı çaresizlikle umutsuzluğa sürüklenmiş, hatta yaptığı heykelleri parçalamaya başlamıştır. Durumu gitgide kötüleşen Camille ailesi tarafından Fransa'nın güneyindeki Avignon'da bir akıl hastanesine gönderilir. Fakat ailesi onun heykel yaparak hayata tutunduğunun farkında değildir. 30 yıl kapalı kaldığı hastanede hem sanattan uzak kalmış hem de farklı olduğu için toplum tarafından dışlanmanın çaresizliğini yaşamıştır. Bir yandan da doktorları sağlıklı olduğuna ikna etmeye çalışmakta ve hastanedeki "gerçek" hastalarla baş etmeye çalışmaktadır. Erkek kardeşi Paul'un ona umut verecek ziyaretini beklemek kapalı kaldığı bu hastanede tek dayanağı olmuştur.

Howard North şansı bu aralar pek de iyi gitmeyen bir lağım işçisidir. Giderek artmakta olan şanssızlığı yeni bir olayla zirve noktasına ulaşır. Howard başına gelenler yetmezmiş gibi bir de Nekromancerlar ile Finnegan arasında süren evrensel bir çatışmanın ortasına sürüklenir. Nekromancerlar iblisleri avlamakla görevli olan, havalı iblis avcılarıdır. Finnegan ise kendi güçlerini arttırmak için insanların ruhlarını emen kötü bir iblistir. Howard, Finnegan’ın geçmişinin ve gelecekle ilgili karanlık planlarının ardındaki gerçeği öğrendiğinde, Nekromancerlar ile birlikte çalışmaya başlar. Bu yeni ortaklığın sonucunda ortaya çıkan şey ise Howard'ın gelmiş geçmiş en güçlü Nekromancer olduğu ve Finnegan'ı durdurmaya yetecek güçteki tek kişinin kendisi olacağıdır...